TÜKETİCİNİN KORUNMASI HAKKINDA KANUN KAPSAMINDA TÜKETİCİ HAKEM HEYETİ VE BAŞVURU KOŞULLARI
- Seray Özkan

- 30 Ağu
- 3 dakikada okunur
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun[1] (‘‘TKHK’’), her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır. Bu doğrultuda Kanun’un amacı, ‘‘kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarını koruyucu, zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı, tüketiciyi aydınlatıcı ve bilinçlendirici önlemleri almak, tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini özendirmek ve bu konulardaki politikaların oluşturulmasında gönüllü örgütlenmeleri teşvik etmeye ilişkin hususları düzenlemektir.’’
Tüketici işlemi ‘‘mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem’’ olarak tanımlanmaktadır.
Bir işlemin tüketici işlemi olarak nitelendirilebilmesi için hukuki ilişkinin taraflarından birinin tüketici, diğerinin ise hizmet sağlayıcı/satıcı olması gerekir. Tüketici, ‘‘ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi’’ ifade etmektedir. Dolayısıyla bir hukuki işlemin tüketici işlemi olmasındaki belirleyici unsur, tüketici yönünden sözleşme amacının kişisel ihtiyaçlara ve tüketime yönelik olması, ticari veya mesleki amaçla hareket edilmemesidir.
Tüketici tarafından satın alınan mal ve hizmete ilişkin olarak satıcı/sağlayıcı ile uyuşmazlık yaşanması halinde, Kanun’da Tüketici Hakem Heyetine başvuru imkânı öngörülmüştür. Tüketici Hakem Heyeti, TKHK ve Tüketici Hakem Heyetleri Yönetmeliği uyarınca tüketicilerin tarafı olduğu ayıplı mal ve hizmetler, taksitle satış sözleşmeleri, tüketici kredisi sözleşmeleri, konut finansmanı sözleşmeleri, ön ödemeli konut satış sözleşmeleri, iş yeri dışında kurulan sözleşmeler, mesafeli sözleşmeler, devre tatil ve uzun süreli tatil hizmeti sözleşmeleri, paket tur sözleşmeleri, abonelik sözleşmeleri, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet ve bankacılık sözleşmeleri gibi her türlü tüketici sözleşmeleriyle satış sonrası hizmetler ve garanti belgesi uygulamalarından doğabilecek uyuşmazlıklara çözüm bulmak amacıyla kurulmuştur.
Tüketici Hakem Heyetine başvuru yapılabilmesi için uyuşmazlık konusu işlemin tüketici işlemi olmasının yanında, Kanun’da öngörülen parasal sınırlar içinde yer alması da gerekir. Buna göre, her yıl 6502 sayılı Kanun’un 68. Maddesi uyarınca çıkarılan tebliğ ile belirlenen parasal sınırın altında kalan tüketici işlemlerinden doğan uyuşmazlıklar Tüketici Hakem Heyeti tarafından incelenirken, bu parasal sınırın üstünde kalan uyuşmazlıklar Tüketici Mahkemesi tarafından çözülecektir.
6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 68’inci ve Tüketici Hakem Heyetleri Yönetmeliğinin 6’ncı Maddelerinde Yer Alan Parasal Sınırların Artırılmasına İlişkin Tebliğ[2] uyarınca 2025 yılı için yapılacak başvurularda değeri 149.000-TL’nin altında kalan uyuşmazlıklarda İl veya İlçe Tüketici Hakem Heyetleri görevlidir.
Başvuru, posta yoluyla veya elektronik ortamda e-devlet kapısı üzerinden Tüketici Bilgi Sistemi (TÜBİS) ile tüketicinin yerleşim yeri ya da mal veya hizmetin satın alındığı yer tüketici hakem heyetine yapılabilir. Tüketici hakem heyetlerine sözlü başvuru yapılamamaktadır. Tüketici Hakem Heyetinin görevi kapsamındaki uyuşmazlıklarda arabuluculuğa başvurma şartı bulunmamaktadır.
Tüketici Hakem Heyeti başvuruları dosya üzerinden incelenir, gerekli görülmesi halinde ayrıca taraflar ve bilirkişi dinlenebilir. Tüketici Hakem Heyeti, uyuşmazlık konusuna ilişkin her türlü bilgi ve belgeyi taraflardan, ilgili kurum ve kuruluşlardan isteyebilir. İstenilen bilgi ve belgelerin sunulması için tebliğ tarihinden itibaren 30 gün süre verilmektedir.[3]
Tüketici hakem heyetine yapılan başvurular başvuru tarih ve sırasına göre en geç altı ay içinde görüşülür ve karara bağlanır. Yapılan başvurunun niteliği, dikkate alınarak, karar süresi en fazla üç ay daha uzatılabilir.
Tüketici Hakem Heyeti kararları taraflar için bağlayıcı niteliktedir. Dolayısıyla kararın yerine getirilmemesi halinde, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu kapsamında ilamların icrası hükümlerine göre icra yoluna başvurulabilir. Bu halde borçlunun borca itiraz imkânı bulunmamaktadır.
Tüketici Hakem Heyeti kararlarına karşı itiraz yoluna başvurulması mümkündür. Bu doğrultuda, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde tüketici hakem heyetinin veya tüketicinin yerleşim yerinin bulunduğu yer tüketici mahkemesine, tüketici mahkemesi bulunmayan yerlerde tüketici mahkemesi sıfatıyla asliye hukuk mahkemesine başvurulabilir. İtiraz aşamasında tüketiciler, 492 sayılı Harçlar Kanunu’nda düzenlenen harçlardan muaftır. Tüketici hakem heyeti kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine tüketici mahkemesi tarafından verilen karar kesin niteliktedir.
Tüketici hakem heyeti kararına karşı itiraz yoluna başvurulmuş olsa da kararın kesinleşmesi beklenilmeden icra yoluna başvurulabilir. Dolayısıyla tüketici hakem heyeti tarafından tüketici lehine bir karar verilmişse, beklenmeksizin ilamlı icra takibi başlatılabilir. Tüketici mahkemesine yapılan itiraz icra takibini durdurmayacaktır.
İlamlı icra takibi herhangi bir icra dairesinde başlatılabilir. İcra İflas Kanunu’nun 58. Maddesi uyarınca takip talebinde alacaklı ve borçlu bilgileri, heyet kararında belirtilen alacak tutarı, varsa faizi ve ekinde tüketici hakem heyeti kararı bulunmalıdır. İcra emrinin borçluya tebliğinden itibaren 7 gün içinde ödenmemesi halinde, cebri icra yoluyla alacağın tahsili gerçekleştirilir.
[3] Tüketici Hakem Heyetlerine İlişkin Bilgilendirme Metni https://ticaret.gov.tr/tuketici/tuketici-hakem-heyetleri/tuketici-hakem-heyetlerine-iliskin-bilgilendirme-metni


Yorumlar